Iced Earth

ICED EARTH;karanlık,heavy,hızlı melodiler....Evet grubun beyni Jon Schaffer`in sözleriyle Iced Earth kısaca bu.İlk albümleri grupla aynı adı taşıyan ``ICED EARTH`` 1991 yılında piyasaya sürüldü.Ritmgitar ve back vocalde Jon Schaffer,solo gitarda Randy Shawver,Bassta Dave Abell,Davulda Mike McGill ve vocalde Gene Adams`danoluşan kadrosuyla metal dünyasında işe başlıyorlar.Müzikleri heavy,melodik,karanlık,hızlı ve kompleks bir yapıya sahip.Şarkılardaki şık aralar,akustik pasajlar ve müthiş ritm gitar gruba kendi soundunu veriyor.Gene Adams`ın yüksek perdeli müthiş sesi albümü zirveye çıkaran önemli bir etken.Oldukça belirgin olan Iron Maıden`nın dörtnala `Galloping` ritmine Iced Earth çok daha hızlı bir at görünümü veriyor.Bu albümde ICED EARTH hesaba katılması gereken bir güç olacağının ipuçları saklı.İkinci albüm için fazla beklemeyip 1992 yılında ``NIGHT OF THE STORMRIDER`ı piyasaya sürdüler. Night Of The Stormrider [BIO]rockdays.brinkster.net/images/bio/iced/1.jpg[/BIO] Bu albüm din tarafından ihanete uğradığı için dinden çıkmış ve doğanın karanlık güçlerinin eline geçmiş bir adamın hikayesini anlatan konsept bir albüm.Bu albüm için yeni bir davulcu ve vokalist gruba katıldı.Vokalde ilk albüme oranla güçlü bir homurtudan çığlığa doğru gelişme söz konusu.Akustik pasajlar bu albümdede mevcut.Müzik parçalarda var olan kini,deliliği,hüznü ve karmaşayı büyüterek hikaye ile tam bir uyum sergiliyor. Burnt Offerings [BIO]rockdays.brinkster.net/images/bio/iced/2.jpg[/BIO] Vokalist John Greely ve davulcu Richey Secchiari gruba tam anlamıyla uyum sağlamışlar.Bu müzikal şaheseri dinledikten sonra STORMRIDER`ın kendisi için hissedemediği üzüntü ve suçluluğu hissetmemesi insanın elinde değil.Nıght of the Stormrıder`dan sonra grup bir sessizliğe gömüldü.Tam üç yıl sonra sonra mükemmel bir albümle geri döndüler.``BURNT OFFERINGS`` adını taşıyan albümle birlikte grupta yeni bir davulcu ve vokalisti görüyoruz. Days Of Purgatory [BIO]rockdays.brinkster.net/images/bio/iced/3.jpg[/BIO] Vokale gelen Matthew "Skull` Barlow albüme inanılmaz bir duygu ve güç katıyor.Bu Iced Earth`ün en nefret dolu albümü buna rağmen güçlü senfonik soundlarını ve akustik pasajları muhafaza ediyorlar.Bu albümde Iced Earth ``Dante`s Inferno`` parçasıyla bizi 16 dakikalığına cehennemin dokuz katına g*türüyor ve her kat yeni ve şeytanca bir şey.Bu albüm hiddet ve kin dolu oldukları zamanlarda hazırlanmış ve bu çok bellide oluyor.Iced Earth`ün dördüncü albümü``The DARK SAGA`` Spawn çizgi roman dizisine dayalı konsept bir albüm. Dark Saga [BIO]rockdays.brinkster.net/images/bio/iced/4.jpg[/BIO] Yeryüzündeki sevgilisine dönmek için ruhunu satan bir adamın hikayesi.Bu albümde yine bir eleman değişikliği söz konusu davulcu Rodney Beasley`in yerine Mark Prator geliyor ve oldukçada başarılı bir temel segiliyor.Bu albümde müzikten çok konu üzerinde durulmuş.Karşı konulmaz şiddet ve güç bu albümdede mevcut fakat bunlar güzellik ve zerafetle örülmüşler.Bu aynı zamanda grubun en duygusal albümü.1997 senesine gelindiğinde grup toplama bir albüm yayınladı.Bu albüm çift CD olarak piyasaya sürüldü.Bu albümde Iced Earth`ün ``Enter the Realm`` demosundan ``Burnt Offerıngs`` e kadar olan albümlerindeki bazı parçalr tekrar ve daha kaliteli olarak kaydedilerek DAYS OF PURGATORY oluşturuldu. Something Wicked This Way Comes [BIO]rockdays.brinkster.net/images/bio/iced/5.jpg[/BIO] Ve 1998 olduğunda grubun son albümü ``SOMETHING WICKED THIS WAY COMES`` piyasaya sürüldü.Bu albüm adeta Iced Earth`ün müzikal gelişimini gözler önüne seriyor.Somethıng Wıcked Thıs Way Comes,`Nıght of the Stormrıder`ın hızı `Burnt Offerıngs`in nefreti ve `The Dark Saga`nın duygusallığının bir karışımı.Ustaca kullanılmış akustik gitarlar,keyboardlar ve küçük bir flüt ile albüm mükemmeliyete ulaşmış.Albümün sonundaki Trılogy bölümü ise dikkati çeken başka bir unsur.İşte bu..ICED EARTH 90 ların başından beri metal müzik içerisindeki trend ve eğilimleri hiçe sayarak sadece kendileri ve fanlarının istediği müziği yapmış ve yapmaya devam edecektir... Alive In Athens [BIO]rockdays.brinkster.net/images/bio/iced/6.jpg[/BIO] Atina canlı Yunanistanda 23 ve 24 Haziran geceleri verilen konserlerin kaydıdır.En azından 3 saatlik bir müzik içerecek olan bu eser 3 cd den oluşmaktadır. Horror Show [BIO]rockdays.brinkster.net/images/bio/iced/7.jpg[/BIO] Bu albüm bizlere korkuyu yaşatıyor, riffleriyle, ezgileriyle muhteşem bir albüm.Korkunun yanı sıra albümde albümü dinlerken adeta eski çağlara gittim ve melodilerinde Mezopotamya havası yoğun.İki cd`den oluşan bu albümde birinci cd`de albüm şarkılarını, ikinci cd`de Iron Maiden coverı olan "Transylvania" ve Jon Schaffer ropörtajını dinleyebilirsiniz... Tribute To The Gods [BIO]rockdays.brinkster.net/images/bio/iced/8.jpg[/BIO] Kiss, AC7DC, Iron Maiden, Alice Cooper, U.D.O, Black Sabbath, Judas Priest, Blue Oyster Cult gibi rock devlerinin unutulmaz şarkılarını Iced Earth yorumuyla dinleyebilirsiniz.Iced Earth`ün coverlarını beğenmiyorum, bu benim şahsi fikrim... Bunun dışında Blind Guardian`la ortak gerçekleştirilen bir proje var bildiğiniz gibi "Demons&Wizards" albümü... Gitarda Jon Schaffer`ın Iced Earth`e has ritmleri Blind Guardian vokali Hansi Krüsch`ün sesiyle birleşmiş, bu iki grubu sevipte hala dinleyememiş olanlar varsa bu albümü edinsin derim... The Glorious Burden [BIO]rockdays.brinkster.net/images/bio/iced/9.jpg[/BIO] Albüm öncesi Iced Earth`te yaprak dökümü yaşanmıştı.Önce sologitarist Larry Tarnowski sonra Iced Earth`ün büyük sesi Matthew Barlow gruptan ayrılmışlardır.Daha sonra efsane Death grubunun davulcusu Richard Christy`de gruptan ayrılanlar kervanına katıldı.Bundan dolayı 2003 senesinde Wacken`a da çıkamadılar dolayısıyla albüm 6 ay kadar ertelendi... Yaz başında vokale eski Judas Priest vokali Tim `Ripper` Owens geldi.Efsane vokal (Metal God) Rob Halford`un gruba dönmesiyle kendini grup dışında bulan Tim, Jon`un teklifiine sıcak bakmaktadır ve daha sonra da gruba gelmeyi kabul edip hemen albüm çalışmalarına başlamışlardır yarım kaldığı yerden. Btün çalışmalar yapıldı ve albüm çıktı.Albüm buram buram Amerikan kokuyordu, daha cd`yi koyuyorsunuz direk amerikan marşıyla giriyorlar tüyleriniz ürperiyor hele amerika`nın yaptıklarını görünce neyse kuzey-güney savaşları ve 11 Eylül olayları daha çok ön planda albümde ayrıca Attila (Hun İmparatoru) şarkısı da gözlere çarpıyor (maalesef bizim dışımızda herkes bu büyük kahramanı bir Türk olarak değilde Macar olarak biliyorlar)... Albüm çok fazlaca Amerikan milliyetçiliğine kaçmış, hele Amerika`nın dünya üzerinde uyguladığı politika bu albüme ter düşüyor, rock`ın içinde milliyetçilik olamaz, olmamalı, rock baş kaldırışı, eşitliği, adaleti sBIOeler benim bildiğim neyse bunun dışında herşeye rağmen yazmak istediğim bir-iki parça güzel diyebileceğim parça var;Valley Forge, Atilla, Greenface gerçekten güzel parçalar bunların yanında da Hollow Man ve Waterloo da hoş... Birçok fan hayalkırıklığına uğrarken kimileride beğendi ve hataları görmezlikten gelerek grubu ilk günki gibi sevmeye devam etti. Ben mi ? tabi kırılmadım değil, Jon Schaffer Iced Earth`u bu yerlere getiren adam, neredeyse değil albümü hiç kötü şarkısı yok dediğimiz grubu son albümde Amerika`yı yüceltirken grubu küçülttüğünü... Yinede sevmeye devam, dinlemeye devam bir sonraki albümü benim gibi herkes bekliyordur mutlaka bu kadar başarıdan sonra bi grup bi albümle yerin dibine sokulma ama işin içine Amerika girerse bu değişir ama şunu da unutmamak lazım; hemen hemen her Amerikan grubu böyledir bir Exodus bir Anthrax`i aralarından çıkarıyorum bunlar istisna, neyse bundan sonraki albümlerini dört gözle bekliyorum...